Güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı, yalnızca temel bir ilke ve çalışma hakkı değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyümenin, tam ve üretken istihdam ile herkes için insana yakışır çalışma ortamının teşvik edilmesi için temel bir gereklilik.
Dünya genelinde İş Sağlığı ve Güvenliğinde (İSG) yıllar içinde kaydedilen hatırı sayılır ilerlemeye rağmen, işçilerin çeşitli mesleki tehlike ve risklere maruz kalmaları nedeniyle işle ilgili yaralanma ve hastalıklara maruz kalmaya devam ediyor. Hatta bazı çalışanların iş sırasında yaşadığı kazalar nedeniyle sağlıklarını ömür boyunca bakım gerektirecek şekilde yitirdiği, bir daha çalışamayacak hale gelebildikleri ve nihayetinde hayatlarını kaybettiği gerçeği ortada.
Her yıl yaklaşık 3 milyon işçi hayatını kaybediyor
Yaşanan kazalara yol açan temel tehlikeler ise temel olarak fiziksel güvenlik riskleri, biyolojik tehlikeler, kimyasallar ve tehlikeli maddeler ile ergonomik ve psikososyal tehlikeler olarak sınıflandırılıyor.
Buna göre her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risk olarak değerlendirilebilir ve bu konuda alınacak önlemlerle sayısı azaltılabilir. Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından paylaşılan yeni tahminlerine göre her yıl dünya çapında yaklaşık 395 milyon çalışan, ölümcül olmayan iş yaralanmalarına maruz kalıyor ve yaklaşık 3 milyon işçi, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Küresel boyutta açıklanan bu veriler, dünya genelinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunmasında yaşanan zorlukların sürdüğüne işaret ediyor.
ILO’nun Daha Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Ortamları için Bir Çağrı başlıklı raporuna göre tarım, inşaat, ormancılık, balıkçılık ile imalat en tehlikeli sektörler arasında yer alıyor. Bu sektörlerde yaşanan iş kazalarında yılda ortalama 200 bin ölümcül yaralanma yaşanıyor. Bu da tüm ölümcül iş kazalarının yüzde 60’ından fazlasına denk geliyor. Rapora göre dünya genelinde tarım çalışanları her üç ölümcül iş kazasından birine maruz kalıyor.
2023’te bin 929 işçinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor
SGK tarafından her yıl yayımlanan “İş Kazası İstatistikleri” 2022 yılı raporuna göre Türkiye’de 4a kapsamında 588 bin 823, 4b kapsamında 448 sigortalı olmak üzere toplam 589 bin 271 sigortalı iş kazası geçirdi.
Bu kazalarda 4a kapsamında bin 517, 4b kapsamında 3 sigortalı olmak üzere bin 520 sigortalı hayatını kaybetti. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) tarafından İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası için yayımlanan açıklamada, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11’inci sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15’inci sırada yer alıyor.
İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti” bilgisi paylaşıldı. Türkiye’de pek çok kurum ve kuruluş İSG’nin önemine dikkat çekmek amacıyla bu alanda ödül veriyor ve sanayi şirketleri başta olmak üzere KOBİ’lerden büyük şirketlere kadar firmalar ‘Sıfır Kaza’ hedeflerini paylaşıyorlar.
İSG kültürü hayati önem taşıyor
Pandemi dolayısıyla eve kapanılan dönemde dahi bazı firmalar online eğitim sistemleri geliştirerek, İSG eğitim çalışmalarında kopukluk yaşanmasını önlemeye çalıştı. Daha yakın bir geçmişte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Hayata geçirdiğimiz iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Çalışanlarımızın gerekli iş sağlığı ve güvenliği gerekse de çalışma koşulları hususunda denetimlerimizi yoğun bir şekilde yapmaya devam ediyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinde mevzuata uymayanlara yönelik aldığımız tedbirleri kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı. İş kazaları ve meslek hastalıklarının büyük oranda önlenebilir risklerden kaynaklandığı göz önüne alındığında İSG kültürünün gelişimiyle çalışanların daha sağlıklı bir ortama kavuşması ve can kayıpları önlenebilir.
İklim değişikliği çalışan sağlığını olumsuz etkiliyor
“Değişen İklimde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Sağlanması” başlıklı, ILO tarafından hazırlanan rapora göre iklim değişikliği küresel boyutta çalışanların yüzde 70’inde ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Bu sorunlar arasında kanser, kalp-damar ve solunum hastalıkları, böbrek fonksiyon bozuklukları ve zihinsel sağlık sorunları yer alıyor. İklim değişikliği hâlihazırda dünya genelinde çalışanların güvenliği ve sağlığı üzerinde ciddi etki oluştururken, 2020’de 3,4 milyarlık küresel iş gücünden 2,4 milyardan fazla işçinin çalışma sırasında aşırı sıcaklığa maruz kaldığı belirtildi.